Ağlamakla başlamıştı acımasız bir hayat
Gözlerinde hep bir yaş ve hayalleri çok uzak
Yarınında bir tuzaktı bak bu bekleyen
Sevgi dolu bu cümlelerine virgül ekleyen bir nefret oldu olgu şimdi yoktu
Kaleme bir mühür ve sahte bir gülümsemeydi yerini zifire bırakan her güneş
Ellerimde soldu bak çiçekler
Gözler özler oldu cenneti
Çektim içime zehri tek nefeste
Kâbus oldum belki bende her gecende
Simsiyah bir gökyüzüydü karabulutların sansüründe
Kandırılmak bir hataydı
Hep yalandı sözlerin
Şayet mazi günlüğümde bir yaraydı hep kanardı bak bilek
Ve son şiirdi son dilek ve son bir kurşun tek bir nokta koydu
Kederi doldu odama bak yolunda çukura düştüm
Sapladın bu kalbe paslı çivileri
Ve gel de şimdi sök hadi silebilir mi her şeyi
Elleri kelepçeli bir şairin sözleri
Ağlar oldu gözleri yağmur oldu dinlemedi
Doğdu kan güneşleri çaresizdi dünleri
Yoktu bir ümidi sadece ölümü bekledi[2]
Halata bağlı boğazı ölümlü duygular
Tutuklu kalbim urgana sarıldı mutluluk
Dudaklarımda bir nutuk
Kaçıncı umuda yolculuk
Bir ümide bağlı kanlı yazdı hep kalem
Hayallerimse korkuluk
Bak yüzümde hep soluk
Son bu mektubum sana
Mutluluk diler bu şair
Serdi gülleri yola
Elide kolu da bağlı tek mi kaldı şimdi
Affeder mi bilmem terk edip gidenleri
Bir dilekti bir yağmur oldum
Her damlasını her umudu ellerimle boğdum
Her duamda hep bir kul
Yoktum aşka küstü sulh
Korktum ağlak oldum gözlerimde hep bir su
Zordu zulüme doydum yoktu gülücük sende bul
Elleri kelepçeli bir şairin sözleri
Ağlar oldu gözleri yağmur oldu dinlemedi
Doğdu kan güneşleri çaresizdi dünleri
Yoktu bir ümidi sadece ölümü bekledi