En son konular | » Şanışer & Bela feat. Sahtiyan, Yabgu, Buura, Rapozof, Sansar, Atakan, Se7enty, Snow - 10x8 Şarkı Sözü , şanışer şarkı sözleriC.tesi Mayıs 09, 2009 3:46 pm tarafından DarkMafia_76» Alps # bymaskey155 # Full Str Glavier # (45) LvPerş. Nis. 23, 2009 1:43 pm tarafından DarkMafia_76» Alps # bytiger # Full Str Blader # (44) LvPerş. Nis. 23, 2009 1:42 pm tarafından DarkMafia_76» Satış Kuralları Uyulmayan Konular SilinecektirPerş. Nis. 23, 2009 1:40 pm tarafından DarkMafia_76» Legend 4 Uyumlu pk2 editPerş. Nis. 23, 2009 1:38 pm tarafından DarkMafia_76» TÜRKÜPaz Mart 15, 2009 1:13 pm tarafından DarkMafia_76» Gece Gündüz 1. BölümC.tesi Şub. 21, 2009 2:47 pm tarafından DarkMafia_76» DanişmendnamePtsi Şub. 16, 2009 11:26 am tarafından DarkMafia_76» EşitsizliklerPtsi Ocak 19, 2009 9:07 pm tarafından DarkMafia_76 |
Kasım 2024 | Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|
| | | | 1 | 2 | 3 | 4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 | 11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 | 18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 | 25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 | | Takvim |
|
|
| 10.Sınıf Edebiyat sayfa 123-147 ödev cevapları | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
DarkMafia_76 Webmaster
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 31 Nerden : ankara Lakap : LordofMafia Kayıt tarihi : 08/11/08
| Konu: 10.Sınıf Edebiyat sayfa 123-147 ödev cevapları Ptsi Ara. 22, 2008 8:32 pm | |
| sayfa 123
BİRİM DEĞERİ:beyit BİRİM SAYISI:beş ŞİİRİN TEMASI:aşk BİRİMLERDE ANLATILANLAR; 1.şair sevgilisinin yüzünü açıp salınarak yürümesini,bağdaki çiçek ve ağaçların da bunu görmesini istemektedir. 2.şair,bu aşk hastalığına sevgilinin aşkından düştüğünü,bunun da nasıl amansız bir hastalık olduğunu herkesin görmesini istemektedir. 3.şair sevgilisinin aşkından perişan olduğunu,vücudunda yaralar açıldığını söylemektedir. 4.şair,aşk derdinden dolayı kemikleri sayılacak kadar zayıfladığını ,bu hali ve inlemeleriyle tıpkı Musikar'a benzediği söylemektedir. 5.şair güzellere yumuşak huylu değiller,demenin yanlış olduğunu,gördüklerinde hemen yumuşak huylu olduklarını söylemektedir.
Ç. gazeldeki beyitlerin yerleri değiştirilerek okunduğunda gazelin anlamında herhangi bir değişiklik olmamaktadır.Çünkü gazelin birimleri olan her beyit kendi içinde bir bütündür.Bu nedenle anlam aynı birim içinde başlar,aynı birim içinde biter.Dolayısıyla bir beyitteki anlam diğer beyitlere bağlı olmadığı için beyitlerinin yerlerinin değiştirilmesi gazelin anlamında herhangi bir değişikliğe sebep olmamaktadır.
D.Şiirde anlatılanların gerçek hayatta yaşanılması mümkün değildir.gazeldeki sevgili ve aşık tipleri,şairin hayal gücünün ve bağlı bulunduğu Divan şiiri geleneğinin tipleridir.
E.Gazel nazım şeklinin özellikleri; *Divan şiirinin nazım şekillerindendir. *5-15 beyit arasında yazılır. *İlk beytine matla,son beyitine makta,en güzel beyitine beytü'l-gazel,şairin adının veya mahlasının geçtiği beyte mahlas beyti denir. *İlk beyit kendi arasında kafiyelidir. *Genellikle aşk,kadın ve içki konuları işlenmiştir. F.Her iki şiirde gazel nazım şekli,beyit nazım birimiyle ele alınmıştır.Kafiye şeması Baki'nin gazelinde olduğu gibi aa/ba/ca... şeklindedir.Her iki gazelinde teması aşktır.Anlatılanlarda gerçek hayatta yaşanması mümkün değildir.Hoca Denhani'nin gazeli 7 birim iken ,Baki'nin gazeli 5 birimdir.
2. ETKİNLİK Aşk temasıyla bulduğunuz şiirleri sınıfta okuyunuz.((arkadaşlar buna Özdemir ASAF'ın --LAVİNİA-- şiiri örnek verilir.))
2.Gazelde aşk teması işlenmiş ve bir aşığın durumu gözler önüne serilmişti.Burada ise aşığın durumu yine gazelin bütünündeki durumuna eşdeğerdir.Verilen sözcükler okunduğunda yine halini anlatan ve sitem eden aşığın durumu ortaya çıkmaktadır. 3. İMGELER GÜL VE NESRİN:rengi dolayısıyla sevgilinin yanağı SERVİ VE SANAVBER:uzunluk ve salınış sebebiyle sevgilinin boyu ve yürüyüşü. GÜLNAR:rengi ve şekli dolayısıyla aşığın vücudundaki yaralar.
4.SÖZCÜK: Gülnar GERÇEK ANLAMI: nar çiçeği ŞİİRDEKİ ANLAMI:yara GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Gülnar bu mevsime yakışıyor. MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Bu dertten gülnarlar açtı her yanımda. SÖZCÜK:muhabbet(gülşeni) GERÇEK ANLAMI: gül bahçesi ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Gül bahçesi rengarenkti MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Yanımdayken kendimi gül bahçesinde hissediyorum. SÖZCÜK:Musikar GERÇEK ANLAMI:efsanevi kuş ŞİİRDEKİ ANLAMI:vücut GERÇEK ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Musikar efsanevi bir kuştur. MECAZ ANLAMDA ÖRNEK KULLANIM:Öyle güzel sesi vardı ki Musikar'ı andırdı.
6. Açıl bağun gül ü nesrini ol ruhsarı görsünler Salın serv ü sanavber şive-ı reftarı görsünler. yukarıdaki dizelerde istiare(eğretileme)sanatı vardır.
Kapunda hasıl itdi bu devasuz derdi hep gönlüm Ne derde mübtela oldu dil-i bimarı görsünler. yukarıdaki dizelerde teşhis(kişileştirme)sanatı vardır.
Açıldı dağlar sinemde çak itdüm giribanum Muhabbete gülşeninde açıyasak kelime kullandınız gülnarı görsünler. yukarıdaki dizelerde teşbih(benzetme)sanatı vardır.Vücut sevgilinin gül bahçesine yaralar ise nar çiçeğine benzetilmiş.
Ten-i zarumda pehlum üstühanı sayılur bir bir Beni seyr itmeyen ahbab Musikar'ı görsünler yukarıdaki dizelerde teşbih sanatı vardır.Aşık kendini ve inlemelerini Musikar'a ve onun gagasından çıkan seslere benzetmiştir.
Ey Baki bu ifade de nida(seslenme)sanatı vardır.
Yalvarı görsünler yukarıdaki ifadede iham sanatı vardır. yalvar sözcüğü hem yalvar- hem de bir çeşit para anlamında kullanılmıştır.Her iki anlamda beyte uygun olduğu için iham sanatı vardır.
7.*gazel nazım şeklinin kullanılması *beyit nazım biriminin kullanılması *aruz ölçüsünün kullanılması *sanatlı bir şöyleyiş olması *arapça ve farsça sözcüklerin kullanılması
8.örnek yazı: Bakinin gazeli yapı bakımından divan şiir geleneği yansıtmaktadır.Anlatımdaki sanatlı ve manzumlara dayalı ifadelerin yanı sıra ahenk bakımından da çok güçlü olan gazelde aşk teması işlenmiştir.şair aşk temasını aşık ve verfasız sevgili etrafında işlemiştir.temanın işlenmesinde manzumların yanı sıra şairin hayal gücünün de etkisi vardır. 9.Baki; *şiirlerinde tasavvufi unsurları kullanmıştır. *şiirleri nazım tekniği yönünden kusursuzdur. *şiirlerinde çok güçlü sanatlı bir söyleyiş vardır. *divan şiirinin en güçlü şairidir | |
| | | DarkMafia_76 Webmaster
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 31 Nerden : ankara Lakap : LordofMafia Kayıt tarihi : 08/11/08
| Konu: Geri: 10.Sınıf Edebiyat sayfa 123-147 ödev cevapları Ptsi Ara. 22, 2008 8:34 pm | |
| Sayfa129 SU KASİDESİ 1) Ey göz, gönlümdeki ateşlere, gözyaşından su saçma, böylesine tutuşan ateşlere su çare kılmaz.
Bu beyitte Fuzulî gönlünde aşk ve ıztırabı ateşlere, gözyaşını ise, suya benzetmiştir. Su ile ateş birbirine zıttır. Su ateşi söndürür. Fakat gönül atşi maddî değil, manevîdir. Bundan dolayı gözyaşları insanın içindeki ateşi söndürmez. Bu beyit bize Fuzulî'nin muztarip, duygulu bir insan olduğunu gösteriyor. Bu beyitte tekrarlanan (s, g, d, k) konsonantları (ünsüzleri) ile (o, ö, u) vokalleri (ünlüleri) bir ahenk vücuda getirmektedir.
2) Dönen günbedin rengi mi mavidir, yoksa gözümden akan su mu onu çepçevre çevirmiştir, bilmiyorum.
Bu beyitte geçen "âb-gûn" kelimesi hem suya benzer, hem mavi renk mânâsına gelir. Fuzulî gözyaşlarının gök kubbeyi çepçevre kuşattığını söylemekle mübalağa sanatı yapıyor, gökyüzünün renginin mavi mi, yoksa gözyaşlarından dolayı mı böyle göründüğünü bilmediğini söylemekle "tecahül-i arifane" de bulunuyor. Gökyüzü, için "günbed-i devvar" (döner kubbe) tamlamasını kullanmakla da şair, gökyüzü ile göz arasında bir münasebet kuruyor. Bu beyitte tekrarlanan (n ve g) konsonlarıyla ince ve kalın yuvarlak vokaller hususî, bir âhenk vücuda getiriyor.
3) Kılıcının zevkinden gönlüm parça parça olsa, şaşılmaz, zira su zamanla duvarda yarıklar bırakır.
Fuzulî'nin bu beyitte "zevk-i tîg-kılıcının zevki" tamlamasını kullanması psikolojik bakımdan dikkati çekicidir. Fuzulî sevgilisinin verdiği acıdan şikâyet etmez, tam tersine zevk duyar. Burada söz konusu olan kılıç sevgilinin keskin bakışıdır. Şair, senin kılıca benzeyen bakışlarının yerdiği acı' bana zevk" verir fikrini "zevk-i tîg" tamlaması ile özetlemiştir. Divan şairleri bu nevi kısa, özet veya yoğun sözlerden hoşyasak kelime kullandınızırlar. Onları okuyucunun çözümlemesi lâzımdır. Şair, kılıcın gönlünü çak çak (parça parça) etmesi ile suların duvarda yarıklar hâsıl etmesi arasında bir bağlantı kuruyor. Divan şairleri çok defa kılıç deyince suyu hatırlarlar. Bunun sebebi kılıcın imal edilirken su ile çelikleştirilmesidir. Bir klişe olarak kullanıyasak kelime kullandınız "âb-ı tîg" (kılıç suyu, kılıcın parlaklık ve keskinliği) tamlaması da onlarda su hayalini uyandırır.
4.Yaralı gönül senin (peykân)ından korka korka bahseder. Yaralı olan suyu ihtiyatla içer.
Bu beyitte geçen "peykân" sözü okun ucundaki demir mânâsına gelir. Bu da sevgilinin kirpiklerine tekabül eder. Sevgilinin oka benzeyen kirpikleri âşığı yaralar, yaralılar da suyu ihtiyatla içerler.
5.Bahçıvan boşuna zahmet çekmesin, gül bahçesini suya versin, bin gül bahçesine su verse, senin yüzün gibi bir gül açılmasına imkân yoktur.
Bu beyitte sevilen varlığın yüzü ile gül arasındaki benzeyiş dolayısıyla ikisi arasında bir mukayese yapılmıştır. Fuzulî su redifi vasıtasiyle hayali genişletiyor. Araya bahçıvanı da katıyor. Sevgili, güzellik ve başka vasıfları bakımından gülden üstündür. Şair, su vermek ile de oynuyor. Birinci mısrada "suya vermek" sözü mecazî olarak yok etmek mânâsına kullanılmıştır.
6. Yazı yazan (hattat) kalem gibi gözlerine kara su inse de, senin yüzünün hattına benzer bir hat yazamaz.
Bu beyitte "gubar,' muharrir, hat, hâme ve kara" kelimeleri arasında tenasüb sanatı vardır. Bu kelimeler birbirleriyle ilgilidir. Hat, yazı sanatıdır. Gubar, hat sanatında bir yazı çeşididir. Şair, kalem, kara ve muharrir kelimelerini hat sanatı ile münasebeti bakımından zikrediyor. Divan şairleri sevgilinin yüzündeki ince tüyleri hatta (yazıya) benzetirler. Sevgilinin yüzünün hatları, hattatın yazdığı yazılardan çok daha güzeldir. Hattat, gözlerine kalem gibi kara su ininceye dek, yani kör oluncaya kadar yazı yazsa, senin yüzünün hattına benzer bir yazı yazamaz. Şair "okşamak" kelimesini hem benzetmek, hem yüz dolayısıyle sevmek mânâsında kullanmıştır. Kalem (hame) gibi gözüne kara su inmek sözü, mecazî olarak kör olmak mânâsına gelir.
7.Yanağını hatırlarken kirpiklerim ıslansa bunda şaşılacak ne var? Gül yetiştirmek isterken, dikene verilen su boşa gitmez.
Fuzulî bu beytinde gözyaşını tatlı bir alayla yumuşatıyor. Beyit, birbiriyle ilgili şu benzetmelere dayanıyor: Yanak-gül, kirpikler-diken, gözyaşı-su. Bu beyitte eskilerin "leff ü' neşir" (sarma ve açma) dedikleri bir sanat vardır. Bu sanat, aralarında münasebet bulunan iki veya üç şey zikrederek karşılıklarını (benzerlerini) söylemek suretiyle yapılır.
8.Gam günü hasta gönülden kılıcını (kirpiklerini, bakışını) esirgemek gecede hastaya su vermek hayırlı bir iştir.
Fuzulî, burada da ok (kılıç) -su-yaralanma mazmununa dayanıyor. Karanlık gece ile sevgilinin kara gözleri arasında da münasebet vardır.
9.Gönül, ondan ayrı olduğun zaman, onun peykinin (oka benzeyen kirpiklerini) isteyerek, hasretini teskin etmeğe çalış. Susuzum, git bu çöl de benim için su ara.
Kılıca olduğu gibi peykâna (ok ucuna) da su verilir. Şairin "git bu çölde benim için su ara" demesi demirin kuruluk bakımından çöle benzemesinden, demirde ve çölde gizli olarak su bulunmasından dolayıdır. Şairin asıl özlediği sevgilisinin bakışlarıdır.
10. Ben dudağına karşı büyük bir arzu duyuyorum. Kuru sofular ise, kevser istiyorlar; böylece sarhoşa şarap,' ayık insana da su hoş gelir.
Bu beyitte dudak kırmızılığı dolayısıyle içkiye benzetilmiştir, ve sarhoşa (aşığa) uygun görülmüştür. Kevser Cennet'te bir havuzun adıdır. Dîvan şairleri aşk ile kendinden geçenlerle kuru sofuları karşılaştırmaktan ve aralarındaki tezadı belirtmekten hoşyasak kelime kullandınızırlar. Aynı beyitte birbirine paralel olan dudak-şarap, âşık-sarhoş, kevser-su, zahid-ayık insan benzetmeleriyle Fuzulî bir leff ü neşir sanatı yapmıştır.
11. Su, durmadan senin mahallendeki bahçeye doğru akıyor. Galiba o, hoş yürüyüşlü sevgiliye âşık.
Fuzulî'nin küçük bir tablo teşkil, eden bu beyti de birtakım gizli benzetmelere dayanır. "Serv-i hoş-reftar"dan maksat uzun boylu, güzel yürüyüşlü, sevgilisidir. Sevgilinin bahçesine doğru akan su âşıktır. Dîvan şairleri sevgilinin boyu için "revan" (akıcı) sıfatını da kullanırlar. Servi kelimesi, şairde su çağrışımı uyandırmıştır.
12. Toprak (set) olarak sevgilinin köyüne giden suyun yolunu kessem gerek. Zîra o benim rakibimdir. O köye gitmesine engel olmalıyım.
Şair burada yine servi dolayısıyle rakibini suya benzetiyor. Toprak olmak kelimesi mecazî olarak, ölmek mânâsına gelir. Fuzulî, bu kelimeyi hem, hakikî, hem mecazî mânâda kullanıyor.
13. Ey dostlar, eğer onun elini öpme arzusu ile ölürsem, toprağımdan bir testi yapın ve sevgiliye onunla su verin. Fuzulî ince bir hayale dayanan bu beytinde (s) aliterasyonu ile (u) asonansının doğurduğu âhenkten de istifade ediyor.
14. Servi, kumrunun yalvarmalarına karşı dikbaşlılık ediyor. Su gitsin de onun eteğine sarılıp ayağına düşsün yalvarsın.
Servi ile kumru çok defa bir arada bulundukları için birbirlerine âşık sayılırlar. Servi, güzel boylu sevgiliye, kumru yalvaran âşığa benzer. Şair, servinin uzun oluşu ile dikbaşlılık arasında bir münasebet bulunuyor. Servi ağaçlarının dibinden akan su da bir arabulucuya benzetiliyor. Şair bu beyitte servi, kumru ve suya insana has vasıflar vermek suretiyle "teşhis" ediyor ve âdeta tabiatı masallaştırıyor.
"Servi", vahdeti (Tanrı) "su", peygamberi, "kumru" kulu temsil eder. Beyitte arka planda böyle bir mânâ da vardır.
15. Gül dalı bir hile ile bülbülün kanını içmek istiyor. Su, gül dalının damarına girerek bülbülü kurtarmalıdır.
Renk kelimesi, renkten başka şekil, suret ve hile mânâlarına da gelir. Şairin burada onu kullanması gül ve bülbülün kanı dolayısıyledir. Gül, kendisine kırmızı renk sağlamak maksadıyle bülbülün kanına girmek istiyor. Divan şiirinde gül ile bülbül arasında bir aşk münasebeti olduğundan bahsedilir. Şair bu beytinde de gül, bülbül ve suya insanî vasıflar izafe ediyor. | |
| | | DarkMafia_76 Webmaster
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 31 Nerden : ankara Lakap : LordofMafia Kayıt tarihi : 08/11/08
| Konu: Geri: 10.Sınıf Edebiyat sayfa 123-147 ödev cevapları Ptsi Ara. 22, 2008 8:35 pm | |
| 16. Su temiz tabiatını âleme aydınlık (berrak) kılmış ve Hazret-i Muhammed'in, yoluna girmiştir.
Şair bu beytinde su ile Hazret-i Muhammed'e uyan, onun yolunda giden mümin arasında bir münasebet buluyor. Temizlik dolayısıyle İslâmiyet suya büyük önem verir. Su maddî ve manevî temizliğin sembolüdür. Suyun vasıflarından biri berrak oluşudur. İyi mümin de öyledir. Onun gönlü de su gibi aydınlık, herkese açıktır.
17. Seyyid-i nev'-i beşer (insan ney'inin efendisi, Hazret-i Muhammet) seçkinlik incisinin denizidir. Onun mucizeleri kötülerin ateşi üzerine su serper.
Burada su redifi dolayısıyle Peygamber bir seçkin inciler denizine benzetilmiştir. Onun din denizi seçkin inciler yetiştirir. O, kötülük ateşlerini söndüren bir sudur. Su ile ateş arasında tezat vardır. Burada ateş kötülüğün, su iyiliğin sembolü olarak kullanılmıştır,. Bu beyitte seyyid, ıstıfa, sepmek), (beşer, ateş-i eşrar) kelimelerinde aliterasyon vardır.Hz. Muhammed doğduğu zaman ateşperestlerin ateşleri sönmüştür. Beyitte bu mucizeye de telmih vardır. 18. Peygamberlik gül bahçesinin canlılığını tazelemek için mermer taşı mucizinden (yaratıcılığından) su akıtmış.
Peygamberlik gül bahçesine su verince gül tazeleniyor. Gül Peygamberimize izafe edilen bir çiçektir. Peygamberlik müessesesi onunla taze kalmış, Son peygamber olan Peygamberimizin mucizelerinden biri kara taştan su akıtmak. Bu mucize peygamberliğinin kabulü ve yeni bir gül açılması, peygamberlik bahçesinin parlaklığının tazelenmesidir.
19. Onun mucizi âlemde öyle nihayetsiz bir hidayet denizidir ki, binlerce kâfir tapınağına (Mecusî tapınağına) o denizden hidayet ermiştir.
Peygamber doğduğu zaman vukua gelen harikulade hadiselerden biri de sönmeyen ateşlerin sönmesi (Mecusî ateşlerinin sönmüş olması)dir. Bu hadiseye telmih eden Fuzulî'ye göre peygamberimizin mucizesi öyle sonsuz bir deniz imiş ki, binlerce kâfir ateşgedesindeki ateşi söndürmeğe yetmiştir.
"Yetmiş" kelimesi hem "erişmiş" hem de "kifayet etmiş" mânâlarına gelir. Burada kifayet etmiş mânâsında tevriye!i kullanılmıştır.Ayrıca su-ateş arasında tezat vardır.
20. Şiddet günü Ensar'a parmağından akıttığı suyu kim işitse, hayretle parmağını ısırır.
Tebuk seferinde (şiddet günü) susuz kaldıkları zaman Peygamberimizin parmakları arasından oluk oluk su akmış. Bunu duyan hayretinden parmağını ısırır. Bu hadise de kullara hayret veren bir mucizedir.
21. Dostu, yıyasak kelime kullandınız zehri içse, ebedî hayat suyuna döner, düşmanı su içse mutlaka yıyasak kelime kullandınız zehri olur.
Peygamberin dostlarından maksat, hayatında iken, ona uyan sahabelerle, onun yolundan giden Müslümanlardır. Aynı imana sahip oluş, onlara da manevî bir güç verir ve onlar bu manevî güç ile, kötülükleri iyiliğe döndürebilirler. Buna karşılık, düşmanları için iyi şeyler böyle kötü bir mahiyet alır. Şair bu fikri, yıyasak kelime kullandınız zehrinin ebedî hayat suyuna veya tersine ebedî hayat suyunun zehre dönüşmesi sembolü olarak ifade ediyor. Burada tezat sanatı vardır.
22. Abdest almak için yanağının gülüne su serpince, her damla sudan bin rahmet denizi dalgalanmıştır.
Şair borada "gül-i ruhsar" tamlaması ile Peygamber'in yanağını güle benzetmiştir. Abdest alınırken yüz yıkanır. Peygamber'in yüzüne değen su, onun manevî gücü ile çoğalıyor, bir damladan bin rahmet denizi doğuyor. Damla ile deniz arasında tezat vardır. Bu tezat ve benzetme tasavvufta birlik (vahdet) ile çokluk (kesret) u belirtmek için kullanılır. Çok, birden doğar. Başlangıçta ilk Müslüman olan Hazret-i Muhammed tek idi. Daha sonra, Müslümanların sayısı yüzlerce milyonu aştı. Tanrı'nın insanlara acıması mânâsına gelen rahmet, Türkçe'de mecazî olarak yağmur mânâsına da gelir. Yağmur milyonlarca damladan oluşur.
23. Su senin ayağının toprağına erişeyim diye durmadan, ömürler boyu başını taştan taşa vurarak âvâre gezer durur.
Her yıl, yüz binlerce Müslüman, dünyanın dört bir yanından Hacc'a giderler. Peygamber'in mezarını ziyaret ederler. Şair, sulara da böyle kutsal bir duygu yüklüyor. Suların başını taştan taşa vurması, hem hakiki, hem mecazî mânâda kullanılmıştır. Hayat ile su arasında münasebet olduğu için şair ömür kelimesini kullanmıştır. Muttasıl kelimesi Arapça "vasl" (ulaşan, kavuşan) kökünden gelir. Bu beyitte teşhis sanatı vardır.
24. Su ister ki, senin dergâhının toprağına zerre zerre nur salsın. Parça parça olsa bile su o dergâhtan dönmez.
Toprak, su ve ışık zerre zerre, parça parça olurlar. Su ışığı yansıtır. Şair, su ve ışığın bu özelliklerine manevî bir mânâ da veriyor. Burada su ve ışığın zerre zerre veya pare pare olması sevginin gücünü ifade eder.
25. Senin na'tını zaman zaman tekrarlamayı hata ehli derman bilir. Tıpkı sarhoşun ayılması için yüzüne su serpmesi gibi.
Hata kelimesi yanlış ve günah mânâsına gelir. "Ehl-i hata"dan maksat, yanlış yola sapanlar, günahkârlardır. Onlar günahlarından kurtulmak için, sarhoşun ayılmak maksadıyle yüzüne su serpmesi gibi senin na'tını tekrarlarlar. Na't, bir şeyi medhederek anlama mânâsına gelir. Hazret-i Mu-hammed'i övmek için yazıyasak kelime kullandınız şiirlere de na't denilir. Belli zamanlarda okunan Kur'an cüzlerine ve dualara "vird" denilir.
26. Ey Tanrı'nın sevgilisi, ey insanların en iyisi, sana dudakları yananların su dilemeleri gibi müştakım.
27. Şen o keramet denizisin ki, Miraç gecesi feyzinin şebnemi duran ve gezen yıldızlara su götürmüştür.
Burada Hazret-i Muhammed'in Mirac'ına telmih vardır. Şebnem kelimesinin şeb'i (gece) ile Şeb-i Mîrac'ın "şeb"i aynı mânâya gelir. Şairin iki kelime atasında münasebet kurmasının sebebi budur. Feyiz: suyun taşması, bereket demektir. Şebnem ile bahar arasında tezat vardır. Peygamber'in manevî gücü o kadar kuvvetlidir ki, yeryüzünden götürdüğü şebnemi bütün yıldızlara yetecek su sağlar. Burada sudan maksat, Hazret-i Muhammed'in Miraç gecesi bütün kâinata varlığı ile vermiş olduğu feyizdir.
28. Mezarını yenileyen mimara su gerekirse, güneşin çeşmesinden her dem feyzin saf suyu iner.
Burada güneş, dünyaya feyz ve bereket verdiği için çeşmeye, güneşten akan ışık zülâle (saf su) benzetilmiştir.
29. Cehennem korkusu yanık gönlüme gam ateşi salmış, senin ihsan bulutunun o ateşe su serpeceğini umuyorum.
Mânâ bakımından bütün kelimeleri birbiriyle ilgili olan bu beyitte tenasüb veya müraat-i nazîr sanatı vardır.
30. Na'tının uğuru ile Fuzulî'nin sözleri nisan yağmurundan vücuda gelen büyük inci tanelerine benzemiştir.
Bir efsaneye, göre istiridyeler nisan ayında denizin yüzüne çıkar, yağmur yağarken kabuğunu açar, bir iki damla alır, yeniden denizin dibine inerlermiş. Bunlar zamanla inci haline gelirmiş. Fuzulî yukarıdaki beytinde bu efsaneye telmihte bulunuyor, kendi sözlerini inciye benzetiyor.
31. 32. Mahşer günü gaflet uykusundan uyandığımda ve hasret gözyaşlarından uykusuz gözlerim su döktüğünde (ağladığımda) umduğum odur ki, mahrum olmayayım, vaslının çeşmesi senin yüzüne teşne olan bana su versin.
Divan şairleri umumiyetle fikirlerini bir beyitte sona erdirirler. Fuzuli burada 31. beyitle 32. beyiti birbirine bağlıyor. İki beyitte de mahşer günü bahis konusudur. O gün insanlar Tanrı'ya -hayatlarında yaptıkları iyi ve kötü işlerin hesabını verecekleri için büyük bir telaş ve heyecan içinde olacaklardır. O gün Hazret-i Muhammed kendisini sevenlere şefaat edecektir. | |
| | | DarkMafia_76 Webmaster
Mesaj Sayısı : 218 Yaş : 31 Nerden : ankara Lakap : LordofMafia Kayıt tarihi : 08/11/08
| Konu: Geri: 10.Sınıf Edebiyat sayfa 123-147 ödev cevapları Ptsi Ara. 22, 2008 8:35 pm | |
| SAYFA 129 1.a.birim değeri:beyit birim sayısı:32 b.şiirin teması:Hz.peygambere övgü c.nesib:1-15, methiye:17-29, girizgah:16, fahriye:30, dua:31-32 ç.her beyit kendi içerisinde bir bütündür.beyitlerde başlayan anlam yine diğer beyitlere sarkmadanaynı beyitin içinde bitmektedir.kasidenin bölümlerindeki her beyit o bölümü ifade etmek amacıyla bir araya getirilmiştir.beyitler bir araya getirilirken her beyitin o bölümde anlatılacakları tek başlarına anlatmaları beyitlerin anlam bakımından birbirinden bağımsız olmalarını sağlamaktadır.beyitlerdeki kafiye ve redif olarak kullanıyasak kelime kullandınız su sözcüğü beyitler arasındaki ses ilişkisini göstermektedir. d. "Dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar Kuze eylen topragum sunun anunla yara su" beyiti şairin kişisel duyarlılığını ve hayal gücünü en iyi ifade eden beyittir.şair bu beiytte onun elini öpmek arzusuyla ölürsem toğrağımdan bir testi yaparak onunla yare su verin,böylece mezar toğrağım onun eline değecek ve elini öpmüş olacaktır ifadesini kullanmaktadır.bu hayal gücü ve duyarlılık şairin şiir kudretinin ne kadar güçlü olduğunu göstermektedir. e. beyit sayısı 31-99 arasındadır. din ve devlet büyüklerini övmek için yazılır. kaside 5 bölümden oluşur. (nesib,girizgah,methiye,fahriye,dua) 2.a. "Dest busı arzusıyla ger ölsem dostlar Kuze eylen topragum sunun anunla yara su" yukarıdaki beiytte "s" seslerinin tekrar edilmesi ahengi sağlamıştır. b.yukarıdan aşağı doğru akan suyun görüntüsü ile kasidedeki su sözcüğü arasında ses bakımından bir ilişki vardır.resimdeki şelaleden çıkan su sesi,kasidenin redifi olan su sözcüklerinin okunmasıyla çıkan sesle eşdeğerdir.
Sayfa130 SAYFA 130: ç-her beyitin sonunda su sözcüğünün tekrarlanması ses ve ahenk ahenk yönünden anlamı güçlendirir. d-13. beyit e-nazım birimi beyittir. -en az 33 beyit, en çok 99 beyitten oluşur. -giriş bölümü nesib, asıl konuya giriş bölümü fahriye, devrin büyüğünü övdüğü bölüm medhiye, son bölümüne ise dua denir. -ilk bölümüne matla, son bölümüne makta denir. -uyaklanışı aa, ba, ca, da.... şeklindedir. -ele aldıkları konuya göre isimlendirilir.bunlar:tevhit,münacat,naat,medhiye, fahriye,hicviyye,mersiye
5.ETKİNLİK 3-şairin mecaz, imge kullanmasının amacı hayal gücünün üstünlüğünü göstermesi, ahengi sağlamak, anlatılanları etkili kılmaktır.söz sanatlarını kullanmasının amacı az sözle çok şey anlatmaktır. 4-miraç, ahmedi muhtar, fuzuli, habiballah, hayrel-beşer 5-aruz ölçüsünün kullanılması, kaside nazım şeklinin kullanılması, mazmun ve söz sanatları kullanılması, ağır ve süslü bir dil, mahlasların kullanılması, beyitlerle yazılması .
sayfa 131
6. HİSSETTİKLERİM samimiyet sevgi özlem arzu heyecan
7.FUZULİ divan şiirinin en güçlü şairlerindendir. şiir tekniği çok güçlüdür. şiirlerinde tasavvufi konuları ele almıştır. şiirlerinde azeri türkçesinin özellikleri görülür
Sayfa 133
BİRİMLERDE ANLATILARLAR Şiirin teması: Aşk 1.Şair, aşıkların ayrılık acısına sabredemeyeceğini anlatıyor. Birim Değeri: Dörtlük - Birim Sayısı: Bir 2.İlahi aşk 3.Dilek (dua) 4.Aşk
ç)1.Rubai: Ayrılık - Aşk 2.Rubai: Aşk Ateşi - İlahi Aşk 3.Rubai: Duam - Dilek 4.Rubai: Sevgili - Aşk
d)Gerçek hayatla ilişkilendirilebilir. Aşk ve aşkın halleri ile dua insan hayatında yer bulabilen durumlardır.
e)Rubai nazım şeklinin özellikleri: -Nazım birimi dörtlüktür. -Tek dörtlükten oluşur. -aaxa şeklinde kafiyelenir. -Özel bir vezinle yazılırlar. -Yoğun bir fikir örgüsü vardır, bu da ahengin sağlanmasını zorlaştırır. -Tasavvuf, felsefe, dünya görüşü gibi pek çok konuda yazılırlar. -Asıl söylenmek istenen 3. ya da 4. dizede söylenir.
2)1.Rubai söyler imiş: redif -an: tam kafiye
2.Rubai ûr: tam kafiye
3.Rubai -dan sakla: redif â: yarım kafiye
4.Rubai dime ana: redif -z: yarım kafiye
3)"vâdi" ve "sanem" sözcükleridir. Vadi: Ihlara Vadisi'ne düzenlenen geziye katıldık. Şiir vadisinde o da kalem oynatmıştı.
sanem: Puta tapınma ilkel kabilelerde de görülmektedir. Put kadar güzel bir insanmış, dedi.
4)1. Rubai: dil (gönül), bir insan gibi düşünülmüştür. Kişileştirme sanatı vardır.
2.Rubai dil-i bi-karar: teşhis fevvare-i nur: teşbih ateş-i aşk: teşbih
3.Rubai Ya Rab: nida (seslenme) reh-i vadi-i rubai: teşbih ta'n-ı har-ı nadan-ı dü-pa: teşbih
4.Rubai sanema: nida sanem: istiare
5)Nazım şekli, nazım birimi, mazmun ve sanatlar divan şiiri geleneğine aittir.
Sayfa135 BİRİMLERDE ANLATILANLAR Şair, sevgilisine seslenerek neşelenmek için Sadabad'a davet etmektedir. Şair, Sadabad'da eğlenmek amacıyla neler yapacaklarını anlatmaktadır. Şair, Sadabad'da eğlenmekten, Kasr-ı Cihan'ı seyretmekten bahsetmektedir. Şair, sevgilisini yine Sadabad'a davet ederek eğlenmeyi teklif etmektedir.
Birim Değeri: Bent - Birim Sayısı: Dört - Şiirin Teması: Kadın (sevgili)
c)Farklılaşma olmaz. "Kadın" teması etrafında oluşturan birimlerdeki anlam aynı birimde başlayıp aynı birimde bitmektedir. Bu durum anlam bakımından bir farklılaşma olmasını engeller.
2)Şarkı, Lale Devri'nin ünlü şairi Nedim'e aittir. Lale Devri, lale bahçeleriyle, imar faaliyetleriyle ve eğlenceleriyle ünlü bir dönemdir.
3)Şiirin ahenginin bozulmasına sebep olur.
b)Şiirin ahengini sağlamak, söylemek istenenin vurgusunu artırmak amacıyla tekrar edilmiştir. Ayrıca nazım şeklinin bir özelliği olarak tekrar edilen dizelere "nakarat" denir.
Sayfa-136
ç-başlangıçtan günümüze kadar kırmızı her zaman eğlenceyi temsil etmiştir. onun için kırmızıdır.
4-şairin somut yönünün güçlü olması
5-İMGELER: -serv ifade ettiği anlam: ağaç kullanış şekli: sevgilinin boyu, yürüyüşü, endamı -ab-ı hayat ifade ettiği anlam: ölümsüzlük suyu kullanış şekli: ölümsüzlük suyu -mutrib ifade ettiği anlam: çalgıcı kullanış şekli: çalgıcı
6-gidelim serv-i revanım yürü sa'd-abad'a: serv-i revanım:benzetme(teşbih) görelim ab-ı hayat akdığın ejderhadan ab-ı hayat ve ejderhadan benzateme(teşbih) gayrı yaranı bu günlük edip ey şuh feda ey şuh: nida(seslenme)
7-Sa'd-abad, Nedim, Kasr-ı Cinan, Tesnim Suyu
8-mazmun kullanımı, aruz ölçüsünün kullanımı, arapça-farsça kelime kullanımı, bentlerle yazılması, mahlas kullanımı, ağır ve süslü bir dil kullanılması, söz sanatlarının kullanılması
9-bunu yapmadık.
10-şiirlerini zaevkli ve ahenkli bir şiir diliyle yazmıştır. -malileşme akımının en önemli temsilcilerindendir. -lale devrinin büyük şairlerindendir. -divan edebiyatına şarkı türünü ilk kazandıran şairdir.
sayfa 138 da birmde anlatılanlar 1 sevginiğn saçını yüzüne dökülmüş görünce gönlün aşık olduğunu 2 sevgilinin bbbu sevgiyle hiç değer vermedği adını bbile anmadığı anlatılmaktadır 3 aşığın umutsuzzluğu anlatılmaktadır 4aşık sevgilisinin ğeşinden koşan diğer aşıklardan yakınmaktadır 5aşık sevgilli için kendini feda ettiğini anlatmakta 6 aşık umutsuzluğu durumunu anlatıp u sevgiye engel olamadığından bahsetmektedir. 7 aşık sevgili ile geçireceği bir anı her şeyden üstün tutmaktadır. 8 aşık bbbbbu hale düşmek istemediğini fakat gönlüne söz geçiremediğinden ahsetmektedir. 9 şair aşk kitaının ancak kendi adıyla okunabileceğinden bbbahsetmektedir
şiirin teması aşl birim değeri bent birim sayısı 9
sayfa 139 teşbih sevglinin yüzü itiariyle güle enzetilmiştir. teşbih sevgilinin saçı kokusu dolasıyla yasemine benzetilmiştir teşhis(kişileştirme) aşığın gönlü insan gibi düşünülmüştür. nida gönle seslenilmiştir teşhis aşığın gönlü insan gii düşünülmüştür istiare aşığın gönlü heva yolı'na benzetilmiş fakat söylenmemiştir.
sayfa-141 birim değeri:bent birim sayısı:yedi BİRİMDE ANLATILANLAR -şair, gönlüne seslenerek feleğin ne yapacağının belli olmayacağını söylemektedir -gönlün arzu ve isteklerinden vazgeçmesini istemektedir. -şair,bu dünyanın kimseye kalmayacağını belirtmektedir -şair, gönlün feleğin güzelliklerine aldanmaması elindekilerle yetinmesini kanaat etmesini söylemektedir -şair, feleğin kendisine gaddarlık ederek sevgilisinden ayırıp gurbete attığını ifade etmektedir -şair,her şeyini sevgili uğruna feda ettiğinden bahsetmektedir -şair,nefsin ve dünyanın isteklerinden vazgeçmek gerektiğini, gönül aynasının böyle temizleneceğini ifade etmektedir şiirin teması:aşk, dünya nın geçiciliği c. beşer dizelik bentlerden oluşur ilk bent kendi arasında kafiyeli diğer bentlerin son dizesi ilk bentle kafiyelidir(aaaaa bbbba....) 2.acele etme, acele etmek kınama getirir dünya için boş yere ıstırap çekme arzularına, heveslerine sabır ve tahammülden bir örtü çek feleğin kaderindeki şerbet zehirlidir,sakın içme dünya mülkünün saadetini bir rüya zannet kanaat ederek yalnızlık köşesini seç nefsinin ve dünyanın lezzetlirini unutarak aşk sarhoşu ol gönül aynanı tertemiz yap verilen tasavvufi öğütler, insanı tasavvuftaki anlamıyla olgunlaştırmak içindir. günümüz şartları düşünüldüğünde bu öğütlerin tam anlamıyla uygulanması mümkün değildir
sayfa 142 3üncü soru
1. kıtada a,a,a,a,a gösterür:redif -et: tam kafiye 2.kıtada b,b,b,b,a -ab:tam kafiye 3.kıtada c,c,c,ca -i :redif -er :tam kafiye 4.kıtada: ç,ç,ç,ça -i:redif -et:tam kafiye 5.kıtada d,d,d,d,a -e:redif -t: yarım kafiye 6.kıta e,e,e,ea -ini:redif -ir:tam kafiye 7.kıta f,f,f,f,fa -ını:redif -at:tam kafiye
ölçü aruz ölçüsüyle yazılmıştır failetün failetün failetün failün şeklinde ses ve söyleyiş şiirde uzun ve ksıa sesler ile bbbirbirine enzeyen seslerin oluşturduğu ahenk söz konusudur
sayfa 142 3üncü soru
1. kıtada a,a,a,a,a gösterür:redif -et: tam kafiye 2.kıtada b,b,b,b,a -ab:tam kafiye 3.kıtada c,c,c,ca -i :redif -er :tam kafiye 5.kıtada d,d,d,d,a -e:redif -t: yarım kafiye 6.kıta e,e,e,ea -ini:redif -ir:tam kafiye 7.kıta f,f,f,f,fa -ını:redif -at:tam kafiye
ölçü aruz ölçüsüyle yazılmıştır failetün failetün failetün failün şeklinde ses ve söyleyiş şiirde uzun ve ksıa sesler ile bbbirbirine enzeyen seslerin oluşturduğu ahenk söz konusudur.
sayfa 142 de 4ün cevaı 2.mısrada ve 3.mısrada telmih hatırlatma 4.mısrada nida son mısrada ise eğretileme vardır.
sayfa 142 de 4ün b. si ivmek :acele etmek bunu için ivmenin bi anlamı yok =cümle sabr kılmak:sabretmek olanlara karşı güçlü ol sabret ıztırab çekmek:ıstırap çekmek o da çok ıstırap çekmişti hake salmak: toprak olmak nice insan toprak olup gitti nakş itmak: nakşetmek anlatılanları nakşediniz ser virmek: baş vermek gerekirse aşını verir geri adım atmaz
sayfa 142 5inci ifade ettiği anlam kullanım şekli süleyman peygamer deve kaptırdığı yüzü ile anılmıştır iskenderin aynası feleğin iskenderin aynasını bile yıktığına gönderme yapılmıştır sevgilinin eşiği sevgiliye ulaşma kovuşma yolu anlamında sevgilinin saçı zincir olarak düşünülmüştür put put kadar güzel sevgili anlamında kullanılmıştır
sy 144 ana birim değeri: bent alt birim değeri:beyit malesef birimde anlatılanları yapmadım ama bir kere okursanız yapabilirsiniz 8. bendin teması : cimrilik 13. bendin teması: dünya nın gelip geçiciliği c. cimrilik, fanili, gelip geçicilik kavramları geçmişten günümüze aynı anlamı ifade etmektedir. günlük hayatta sık karşılaşıyasak kelime kullandınız kavramlardır bunlar 145. 2. soru: son beyitlerde yani vasıta beyitinde 3.a. kafiye ve redifler, aruz ölçüsü ve ses tekrarları 3.b. şiirin konusu vurguyu etkiler örn; kahramanlık şiirini gür bir sesle okuruz,aşk şiirini yumuşak bir tonda... 5. İnsanlara eziyet ettiği düşüncesinden kaynaklanıyor olabilir 6.b. somut bir konu işlendiğinden söz sanatları en aza indirilmiştir. BAĞDATLI RUHİ terkibibent ile ün kazanmıştır,dili sadedir ve sanatlardan uzaktır, eleştirel bir tarzda yazmıştır, toplumun sorunlarına ilişkin yazmayı tercih etmiştir, en çok etkilendiği şair Fuzuli dir, 146. 1.a. Gazel mısra örgüsü: beyit (5-15) kafiye düzeni: aa ba ca ... tema:aşk,ayrılık,hasret,özlem,tabiat güzelliği Kaside mısra örgüsü:beyit k. d.:aa ba ca.. tema:genellikle devlet ve din büyüklerini övmek için söylenir Rubai m.ö.:tek dörtlük k.d.: aaxa temaünya görüşü, felsefe , tasavvufi düşünce Şarkı m.ö.örtlük k.d: aAaA bbba ccca( A.A nakarat)
tema:aşk,sevgi,ayrılık,eğlence Murabba m.ö.:4 er dizelik bentlerden oluşur bent sayısı değişebilir k.d.:aaaa bbba ccca .... tema: konu olarak gazele benzer Muhammes m.ö:5 dizelik bölümlerden oluşuyor k.d.:aaaaa bbbba cccca.... tema:hayatın gelip geçiciliği , öğüt Terkibi bent m.ö.:5-10 bentlerden oluşur(her bent 10 ile 20 beyitten oluşur) BENZERLİKLERİNE GÖRE NAZIM ŞEKİLLERİ mısra örgüsü:gazel kaside terkibi bent kafiye düzeni:gazel kaside tema:gazel şarkı
sayfa 147 2.Divan şiirinde ritim,uzun ve kısa seslerin ritmine bağlıdır.Bu ritmi sağlayan aruz ölçüsüdür.milli edebiyat şiiri olan Han Duvarlarında ise ritim, 7+7=14'lü hece ölçüsüyle sağlanmıştır. | |
| | | | 10.Sınıf Edebiyat sayfa 123-147 ödev cevapları | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |